2019 Yaz Maceram
- Pedrofesalvador
- 5 Eyl 2019
- 10 dakikada okunur
Her şey Kadın-doğum dersinin bütünleme sınavına yetişememem ile başladı... Kısaca açıklamak gerekirse, final sınavından kaldıktan sonra her gün bu dersin bütünlemesine çalıştım, artık arkadaşlarımın çoğu evlerine memleketlerine tatil yapmaya gitmişti ve ben bunu yapmak için sabırsızlıkla sınav gününü Burdur/Bucak, öğrencileri gittikten sonra ıssız bir yere dönen kasabada bekliyordum. Sınav günü sabahlamayı düşündüm. Elimde final sınavının fotoğrafı vardı yani aynıları gelse bile 100 alacaktım ama yine de çok çalıştım ve sabaha karşı uyuyakaldım. Sınav saatini bir saat geç not aldığımdan ve bu yüzden de geç uyandığımdan dolayı sınava geç kaldım. Okula, sınav olan sınıfa girdiğim anda başımdan kaynar sular akmışa döndüm ve gerçekten bunu tam anlamıyla yaşadım. Öğretmeni buldum elinde optikler vardı sınav sonuçlarını okumaya gidiyordu ki kendisi öğretmen becerilerinin %1'ine bile sahip olmayan bir kadındır, alamam seni sınava dedi 1-2 dk konuştuktan sonra TAMAM dedim. Artık 1 hafta boşuna orada ders çalıştığım, boşuna beklediğim ve eve gidince aileme yapacağım açıklamalar dönüyordu aklımda. İşin tuhaf tarafı o gece 15-20 instagram hikayesi attım ki bunlar boş değil, sınavla ilgili cevaplar konular vb. çalıştığımı gerçekten çalıştığımı gösteren paylaşımlardı hatta birkaç kişiye sınav sorularını bile paylaşmıştım lakin hiçbir O.kul Ç.ocuğunun aklına gelmemem de işin trajikomik yönü her ne kadar benim sorumluluğum da olsa arkadaşlık bunu gerektirirdi...Okulum Yaz okulu açıyordu her ne kadar benim kampüsümde olmasa da artık tek umudum yaz okuluna girip bu dersi orada vermekti. Memlekete döndüm yaz okulu ücretini 550TL civarı ödedim ve tüm yaz tatilinin içine edileceği bu dersi vermeye hazırdım.Memlekette birkaç gün kaldıktan sonra yeniden cehennemin tam ortasına, ıssızlık ve hiçliğe yani Burdur şehrine otobüs biletimi aldım ve maceramız burada başlıyor, 2019 Yaza , cehennemime tüm arkadaşlarım tatil storyleri, fotoğrafları atarken merhaba dedim...

Hatalarımızın ve günahlarımızın bedelini ödeme zamanıydı artık ve maceramız burada başlıyor...
LET'S GO TO BURDUR !
Birkaç gün Yalova'da dostlarımla zaman geçirdikten sonra artık cehenneme yolculuk vaktiydi. Yakın dostlarımdan HAKAN VE İSMAİL Kankslarım beni yolculamaya otogara gelmişlerdi. Kısaca otobüsün kalkma zamanı geldi ve tek duam yan koltuğumun boş olmasıydı... Ayağımı otobüsün o giriş merdivenine attığım anda anlamıştım beni bekleyen zorlukların başladığını... İçerisi leş kokuyor ve doluydu. En arka taraflarda bir cam kenarıydı koltuğum lakin yol arkadaşım benden önce gelmişti. Yerime yerleştikten sonra gözlerim camda kankalarımın bana el sallamasında kaldı, içimde biraz hüzün biraz yeni maceralara açılma hevesiyle onlara veda ettim. Yanımdaki kişi uzuuuun bir sakalı olan, baya esmer ve telefondan çukur dizisi izleyen " seri köz getir yengen kurudu " tipli bir Iraklıydı. Bir süre hayattaki şansımı düşünürken bir kaç kere göz göze gelmiştik. İçimden en iyisi sohbet açayım dedim. Tanıştık, bir süre konuştuk AMMAR kankiytomla :) Iraklıydı ve burada yaşadığı şeyleri anlattı, Türkiye'yi sistemi, insanları, üniversite şartlarını vb. konuştuk ve çok iyi bir insan olduğunu anladım. Anladığım ikinci şey ise, insanları dış görünüşleri ve etnik kökenleriyle değil kişilikleriyle yargılamamız gerektiği. Artık yeni bir dost edinmiştim. Kütahya'da indi ve yoluma tek devam ettim. Bana güzel bir yol arkadaşı oldu, ayrıca yazımın devamında göreceksiniz hayat onu benim karşıma tekrar tekrar çıkarttı...
Burdur'a vardım. Gerekli işleri hallettim evraklarımı hazırladım Bucak'ta ve artık cehennem bölgesine doğru yola çıktım. KYK yurdunda kalmayı düşündüm diğer yaz okuluna kalan arkadaşlarımın söylediği gibi. Herkes orada kalacağını falan söylemişti lakin oraya gittiğimde fark ettim ki, Yaz okulu alanlar arasında eve çıkmayan TEK kişinin ben olduğumu. Kampüsün içinde olduğunu söylediklerinde sevinmiştim. Çünkü Yaz sıcakları, dersler, kötü bir şehir hiç çekilmezdi. Sonra anladım ki Kampüs o kadar büyük ki, Okuldan yurda 35-40 dk dağların arasında, yokuş çıkıp inmeli ve yer yer çamur, ot ve pislik, yer yer sürüyle dolaşan köpekler vardı ve kampüsün içinde toplam 100-150 köpek yaşıyordu.
Bavulum kırılmıştı ve okula gelmiştim. Bir an önce yurda eşyalarımı bırakıp derslere yetişmek istiyordum zaten geç kalmıştım 2 gün derslere çünkü ben Bucak olarak seçmiştim yaz okulunu sonradan açıklandı ki ana kampüste dersler açılmış falan felan... Otobüs beklemeye başladım. Malesef hafta içi 1/1.5 saatte bir haftasonu ise 2 saatte 1 yurda giden otobüs olduğunu böylece öğrendim. Yaz okulu boyunca o kadar çok otobüs bekledim ki, her gün neredeyse 1-2 saat otobüs beklemişimdir. Bazen yürüyerek güneşin altında 30 dk spor olarak tırmanıyordum o dağları ve doğru düzgün ağaç olmadığından gölgesine sığınabileceğim tabiri caiz ise AMELE yanığı olmuştum. Bir şekilde yurda geldim, giriş işlemleri vb. bir çok şeyle uğraştım ama lafı uzatmak istemiyorum, bir şekilde hallettim ve yurda kayıt işlemlerimi yaparken tanıştığım ilk kişi HÜSNÜ, Afganistanlı bir arkadaş oldu. Hemşirelik okuyormuş o da ki yurdun %30'u hemşireik %60'ı veterinerlik %10'u başka bölümdü, yaklaşık 100 kişiydik o hapishanede hatalarının tembelliklerinin veya şansızlıklarımın bedelini ödemek üzere olan hayatının genç yıllarından zaman feda edenler olarak... Hüsnü ile aynı odaya denk geldik. Odalar 3 kişilikti. Odaya girdiğimizde 3. kişi zaten odadaydı... uzun kıvırcık saçları olan rahat birine benzeyen birisiydi adı Mehmet Can Yir :) Yorulmuş olsa gerek ki uyuyordu biz eşyalarımızı yerleştirdikten sonra işlerimizi halletmeye çıktık Dostum Hüsnü ile, bu arada Mehmet Can ile sonradan çok yakın olduk ve çok iyi bir dost daha kazandım. 2 gün 3 kafadar olarak takıldık oda da fakat Hüsnü, " Ben yapamıyorum" dedi ve yurttan çıktı ama irtibatı kopartmadık zaten okulda birçok kez denk geldik kendisiyle yaz okulu boyunca...
Okula gitme zamanı gelmişti ertesi gün. Lanet olası okulda severek veya sevmeyerek yüzünü görmek zorunda kaldığım birçok yüzü görmeye devam etmek zorunda kalmıştım. Dersler çok zordu, gerçekten çoook zordu bir derse 4 hoca girmesi ne demekti ya... Bir yeteneksiz başarısız bilgili ama anlatma kabiliyeti, öğretme kabiliyeti %0 olan kadından kurtuldum derken 4 tane zorlu mu zorlu dişli mi dişli bazen tatlı genelde disiplinli ve tuhaf 4 kadınla kalmıştım. Onları anlamak zaten zordu ayrıca Kadın dersi almam ve kadınları anlamanın zorluğu da duruma ayrıca bir trajikomiklik katıyordu. Birkaç gün alışmaya çalışarak geçti. Dersler zor, insanlar tuhaf, ulaşım bir hayliyle zor hatta beni en zorlayan koşullardan biriydi ulaşım var ya o ulaşım. Bunu okuyan dostlarım varsa Kyk'da tanıştığım beni şu an çok iyi anlıyorlardır...
Alışması çok zordu, ama bir çok dost edindim kaldığım kyk yurdunda ve okulda. Bazıları vardı iyi gibilerdi ama konuştukça zaman geçirdikçe hal ve hareketleri onlardan soğuttu bazıları vardı çok konuşmazdık ama görünce selamlaşır biraz gülümserdik ki bu durum diğerine göre daha iyi oldu. Kimin ne olduğunu öğrendiğim, biraz zor biraz karışık ama bol bol tecrube edindiğim bir yaz oldu. Bir çok dost edindim.
Biraz da onlardan bahsetmek isterim...

Zaten yolculuğumun başında otobüste tanıştığım ıraklı arkadaşım Ammar seruvenimin ilk karakteriydi. Başta görünüş itibariyle yargılamış olsam da tanıdıkça konuştukça sevdiğim kankam oldu kendisi. Çok hareketli, kültürlü, dans eden ve sürekli gülümseyen birisi...

Yurda vardığımda ilk tanıştığım Afganistanlı arkadaşım Hüsnü. Görünüş itibariyle kendime yakın hissettiğim, yine konuştukça sevdiğim birisi oldu. Kayıt işlemlerimizi beraber yaptık aynı odadaydık. Her ne kadar kendisi 2 gün sonra yurttan ayrılsa da iletişimimizi kopatmadık ve okulda olsun şehir merkezinde olsun birçok kez görüştük kendisiyle...

Diğer oda arkadaşım Mehmet Can Yir. Veterinerlik okuyan uzun kıvırcık saçlı değişik bir tip. Biraz çılgın, konuştuğunda mantıklı ve doğru konuşan, yolculuk şekli olarak her zaman otostop kullanan ve böylece değişik maceralara yelken açan ve bunları bana anlatan, temiz kalpli, uyumlu, Hataylı bir genç. Ben yurt ortamlarına pek alışık değilimdir ve kimseyle de oda, eşya paylaşımı falan yapmayı sevmem ama kendisiyle gerçekten anlaştım. Düşündüğümden daha kolaylaştırdı oda paylaşımını çünkü karşılıklı hoşgörü, sevgi, dostluk vardı. Komik ve temiz birisiydi. Cehennem olarak nitelendirdiğim yaz okulunu bana kolay kılan kişilerden birisidir.

Bir gün garip giyinen birisini gördüm okulda. Uzun elbise gibi bir şey giyiyordu. Nasıl olduysa konuşmaya başladık ve kendisi Hindistanlıymış. Adı Muhammet. Çok fazla konuşan, aslında çok iyi kalpli ve iyi düşünceli biri de olsa genellikle insanlar ondan hoşlanmıyor. Çok fazla konuşuyor ve kendi doğrularını diğer türlü düşünen insanlara anlatmaya çalışıyor genellikle topluma aykırı konuşuyor ve davranıyor bu yüzden olsa gerek insanlar onu pek sevmiyor ama gerçekten tanımak için zaman geçirmek gerekir ve biz okulda ve kyk yurdunda fazla zaman geçirdiğimiz için onun iyi niyetli biri olduğunu biliyorduk. Ben böyle değişik insanları severim. Umarım dostluğumuz ebedi sürer. Ayrıca arkadaşım Müslüman.

Yine okulda oturuyoruz, Hindistanlı arkadaşım Muhammet geldi yanımıza yanında birkaç kişi daha vardı. Onlarla da tanıştık ve kyk yurdunda kaldıklarını öğrendim. Böylece yeni arkadaşlıklar kazandım. O gün tanıştığım Muhammet'in yanındaki diğer dostlarım Mahmut ve Sary Ahmet (Iraklı)'ten de bahsedeyim.
Mahmut, kendisi çok temiz iyi niyetli birisi. Parasal sıkıntılar çeken, milletten borç isteyen, öyle böyle geri ödemeye çalışan bir arkadaşımız. Güzel anılarımız oldu. Hepimiz orada aile olduk. Herkes birbirini sevmek zorunda değil bazı sorunlar olmuş olabilir bazıları arasında ama sonuç olarak Mahmut iyi bir insan...

Sary Ahmet, kendisi Iraklı. "Nerelisin? "soruma verdiği cevaptan sonra "Benim de bir sürü Iraklı arkadaşım var" dedikten sonra bir süre konuştuk. Aynı şekilde tanıdığım en iyi insanlardan biri oldu KYK'daki. Genellikle onunla zaman geçirdim ama dediğim gibi aile gibiydik herkesle. Her zaman giyimine dikkat eder ve klasik giyer, her gün ütü yapmaktan üşenmez. Çok güzel bir ortam vardı. Beraber yemeğimizi paylaştık, çılgınlıklar yaptık, dile kolay 45 gün civarı beraber takıldık. İyi ki tanıdım dediğim dostlarımdan oldun Sariiiiiiii :)

Bir gün otobüsle merkeze gidiyordum, hastane staj işleri falan. Yanıma birisi oturdu, görünüşünden sıcak kanlı biri olduğu belliydi. " Merhaba kyk'da mı kalıyorsun? " falan diye başladı, sonra konuşmaya başladık ve o an anladım ki yeni bir dost kazanıyorum ve onun adı Arda. Telefon numarasını falan istedim ve böylece KYK'da da görüşebildik. Beraber çokça zaman geçirdik, yemeğimizi paylaştık, bolca sohbet, arkadaş ortamı falan sevdiğim insanlardan birisi oldu.Akıllı, yakışıklı dostlarımdan biri olan Arda veterinerlik okuyor. Genellikle onun odasında takılıyordum ve tabi 2 oda arkadaşı vardı onlarla da çok yakın olduk...

Adem, Makü'de okuyormuş zaten. Arda'nın oda arkadaşı. Çok cana yakın, biraz deli, odasına sürekli girmeme hiçbir şey demeyen hatta çağıran, paylaşmayı seven birisi. Kedi, köpek, koyun vb. hayvanları çok seven ama onlara yakın durmaktan hoşlanmayan değişik birisi :) Adem ile dostluğumuz iyi oldu iyi... Makü'de okuyor ben ise Makü/Bucak'ta. 10 gün sonra Bucak'a gidincekendisini misafir edeceğim evimde. Adem değişik fikir ve düşüncelere sahip bazı konularda ama ben ve arkadaşlarım onu böyle kabullendik ve çok güldük bazı konularda. Bizi çok güldüren Adem dostumuza da hepimiz adına teşekkür ediyorum buradan.

İsa, renkli kişiliği ile dikkat çeken İsa siyahi bir arkadaşımız. Arda ve Adem'in odasına girdiğimde zaten direkt dikkatimi çeken İsa ilk zamanlarda sürekli ders çalışıyordu. O yüzden kendisiyle pek konuşamadık ama sonraki günlerde onunla da çok yakın olduk. Sürekli yemeğimizi beraber yedik, beraber güldük, beraber türlü türlü aktiviteler yaptık ve sonunda aile olduk hepimiz. Demokratik Kongo Cumhuriyeti vatandaşı olan İsa'nın Türkiye'de ilk yılı ve Türkçesi de iyi sayılır ama halen öğrenmesi gereken çok şey var. Futbol oynamayı seven, çekirdeği çok seven ve sürekli tabletinden Afrika dizileri izleyen birisi. En yakın dostlarımdan oldu...

Oda arkdaşım Mehmet Can ve veterinerlik okuyan diğer arkadaşlarıyla bir gün aşağıda oturduk. Süleyman ve Muhammet. İkisi de çok iyi insanlar. Bazı konularda biraz kapalılar ama çokça zaman geçiremediğimizden kaynaklanabilir çünkü onlar veterinerlik okuyorlardı bu yüzden okulda falan da denk gelemiyorduk. İkisi de çok temiz ve doğru dini düşüncelere sahip ve dini görevlerini yerine getiren, temiz ve gerçekten güvenilir insanlar. İkinizi de çok seviyorum, bunları okuyorsanız inş. irtibatı hiç kesmeyiz ve bir gün tekrar bir araya gelebiliriz.
Okulda da bir çok arkadaş edindim. Sınıftan konuştuğum ve konuşmadığım bir kaç Bucaklı kişi dışında, Makü ve diğer okullardan gelenlerle de tanıştım. Bazıları kendini bir bok sanıyor, bazıları yaz okulu değilde sanki başka bir şeye gelmiş gibi düşüncelere sahip, bazılarının üstü minare altı kerhane olmuş, bazıları ise hani yaptığınızı kıskanan, sizi çekemeyen hayattaki başarılarınıza sinir olan yanınıza geldiğinde sürekli size negatif yönde enerji veren " hiç öyle durmuyorsun, öyle yaptığını bilmesem asla senin bunu başarabileceğine inanmam " tarzı şeyler söyleyen ama bunları da kendisi amaçlayan ve yapmak başarmak isteyen ki aslında benim yaptığım bu şeyler hakkında yeterince bilgisi olmayan insanlar da vardı... Onlarla pek zaman geçirmedim zaten gereksizler...

Onun haricinde konuştuğum, tanıdığım bir çok kişi oldu isim vermek istemem. Sadece Bana derslerde yardımcı olan, arkadaşlık eden Elif arkadaşıma buradan teşekkür ederim. Umarım hayatta istediğin gibi başarılı bir yere gelirsin...

Canım öyle sıkılıyordu ki bir aktivite arıyordum. Yine bir gün oturuyoruz okulun bahçesinde. Afganistanlı Hüsnü kankamın arkadaşıyla tanıştım. Görünüş itibarıyla sporla ilgilendiği belli oluyordu. Adı Emin. Kaslı, yakışıklı, iyi bir insan. Konuştuk falan spor salonu, havuz, sauna, bilardo vb. aktivitelerin olduğu bir yerden bahsetti bana kampüs içinde ve böylece kendisiyle hem GYM BUDDY olduk beraber spor yaptık, yüzdük hem de KYK'da dost olduk ve yine günün bir bölümünü beraber geçiriyorduk. İyi ki tanımışım dediğim dostlarımdan biri oldu.

Lafı açılmışken spor salonunda tanıştığım ama aslında aynı zamanda Makü öğrencisi olan İlker'i de unutmamak lazım. Diyarbakırlı olan arkadaşımla genellikle okulda ve spor salonunda takılırdık. Stajda da kan alma, enjeksiyon, pansuman gibi bir çok bölümde beraber zaman geçirdiğimiz için baya yakınlaştık ve okulda konuştuğum sayılı kişilerden biri oldu. Umarım hayat bizi tekrar bir araya getirir. Her şey istediğin gibi olur.

Bir gün merkezden KYK yurduna dönüyorum. Esmer birisi elinde bavullar belli ki geç kalmış yaz okuluna yeni geliyor ve KYK'ya gittiği belliydi. Resul. Bana Kyk'yı sordu ve son durak olduğunu benim de oraya gittiğimi falan söyledim ve böylece tanıştık. Kyk girişinde bavullarını bıraktı çünkü derse gidecekti direkt ve kayıt işlemleri falan uğraşması gerekiyordu, yine telefon numaralarımızı paylaştık herhangi bir yardım gerekirse diye... Veterinerlik okuyan arkadaşımla da çokça zaman geçirdik. Kyk'da aile ortamına dahil olan Resul, çok temiz gerçekten çok iyi birisi. Umarım seninde istediklerin gerçekleşir ve başarılı olursun be Resul.

Muhammet Polat yine kyk yurdunda tanıştığım, uzun boylu, pis ne bileyim burnunu falan karıştıran birisi. Biz fotoğraf çekinirken" ben de o siyahi arkadaşla fotoğraf çekinebilir miyim?" diyip fotoğrafımıza ve hayatımıza dahil olmuştu. Gezmeyi seven, saf gerçekten iyi niyetli ama onu da sevmeyen veya çok hoşlanmayan birkaç kişi vardı çevremizde ha sorun değil herkes birbirini sevmek zorunda değil yine de hepimiz beraber takılıyorduk büyük bir aile olmuştuk. Bunu okuyorsan gerçekten tanıştığıma memnun olduğum kişilerden birisin. Diğer herkes gibi seni de tanıdığıma sevindim kardeşim.

Diğer bir iyi yürekli, saf ve temiz dostum Haydar. İyi olduğu kadar da çok şansız olan arkadaşımızın başına gelmeyen kalmadı ama neyse ki Tanrı iyi insanlara bir şekilde kapı açıyor, yardım ediyor. Haydar da bu şansızlıklarından bir şekilde kurtulmayı başarıyordu her seferinde.
Yakın olarak konuştuğum beraber zaman geçirdiğim daha bir sürü kişi vardı. Herkesin ismini hatırlamıyorum gerçekten bazılarıyla çokça denk geldik konuştuk ama en yakın olduğum kişileri size kısaca anlattım...

Bolca yürüdüm, tırmandım spor niyetine çünkü otobüsler 1-2 saatte 1 geldiğinden günlük 30-40 dk dağ tırmanışı yapmak zorunda kalabiliyordum kampüste...
Geldiğini gördüğümüzde sevindiğimiz tek şey bu mavi renkli halk otobüsü aracıydı artık...

Haftanın 2 günü ders, 4 günü staj vardı. Pazar günü boştu sadece ama bir kez pazar günü bile ders yaptığımızı hatırlıyorum. O yüzden genellikle buralarda zaman geçiriyorduk.
Haftanın hemen hemen 4 günü okuldan, stajdan sonra yaptığım aktiviteler, sağlık için ve sağlam bir kafa için spordu. Havuz, spor salonu, sauna vb. yerleri bulunan kaldığım yurda 10/15dk yürüme mesafesinde olan Spor kompleksi bu cehennemi biraz daha katlanabilir kılıyordu. Girişler 8TL olan bu yer yabancı kökenli öğrencilere BEDAVA idi.

Antalya'ya gittik Adem ve Sary Dostlarımla. Otostop ile gideceğimiz yere kadar çok kısa bir sürede vardık. İyi eğlendik, yeni insanlarla tanıştık, gece 3.30'da denize girdik ve konyaaltı plajında yattık. Hayvanat bahçesini gezdik ve geri döndük. Bu sırada Burdur'a gelirken tanıştığım Ammar kankamın da Antalya'da olduğunu öğrendim ve orada buluştuk beraber oturduk sohbet falan, her şey çok güzeldi ve artık Türkiye'nin hatta Dünya'nın bir çok yerinden bir çok dostum var.

Sonuç olarak DD ile dersi geçtim, her şey bana tecrube oldu, hiç unutamayacağım bir yaz geçirdim ve dostluklar kazandım. Zorlu mücadeleden zafer ile çıktığımı düşünüyorum.
Daha anlatacak çok şey ve olay vardı ama bazı şeyler anlatılmaz yaşanır.
THE END
Commenti